İzlediklerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İzlediklerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2015 Çarşamba

American Horror Story
Merhabalar

Uzun zamandır size izlediğim dizilerden bahsetme fırsatım olmadı. 
Tabi ki ben izlemeye devam ettim:) Hiç boş durur muyum ? Elbette hayır :)
Daha önceden paylaştığım, severek izlemeye devam ettiğim dizileri burada ve burada paylaşmıştım.

American Horror Story

Şimdi içinde korku,dram ve aşk barındıran American Horror Story dizisine geçelim.
Dizi 2011 yılının sonlarında yayınlanmaya başlamış ve ben anca keşfettim :)
Dizi başlangıcındaki müzik o kadar tırsmamı sağlıyor ki hemen ileri alıyorum :)
Normalde Testere serisi hastasıyım ama bu dizide garip bir şeyler var.
 Çok normal bir dizi değil zaten benim de normal olduğum söylenemez :))
Dizi restore edilmiş bir konağı çok ucuza alıp buraya yerleşen bir ailenin yaşadıklarıyla başlıyor.
Kimi zaman geçmişe kimi zaman günümüzden kesitler veriyor.
 İlk başlarda ne olduğunu tam olarak çözemiyorsunuz ama sonra yok artık diyorsunuz. 
Şu kadarını söyleyeyim konağın ucuza alınmasının altında elbette bir neden var. 
Eee ne demiş atalarımız "ucuz etin yahnisi yavan olur". 
Aynen öyle oluyor ve olaylar birbiri ardı sıra devam ediyor.
Dizi ile ilgili ayrıntı vermeyi sevmiyorum. 
Çünkü o ayrıntıyla izlemeye başlıyor insan ve işin büyüsü gidiyor.
Az çok bana güveniyorsanız ve dizi arayışındaysanız American horror story dizisine bir şans vermelisiniz.

Sevgiyle kalın

Hoşçakalın



26 Haziran 2015 Cuma

Outlander (yabanci)


    Parçalı bulutlu  bir günden merhaba ! Sizlere bir çırpıda izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Outlander dizisi Diana Gabaldon'un Outlander serisinin ilk kitabından uyarlanmıştır. Diziyi izlerken kitaptan uyarlandığını bilmiyordum. Şuanda seriye başlamak için can atıyorum.

outlander
   

  Outlander (yabanci), evli ve savaş hemşiresi olan Claire'in gizemli bir şekilde bulunduğu tarihten 200 yıl öncesine 1743 yılına yolculuk etmesiyle başlar. Geçmişte olan olaylar, yargılamalar ve yaşanan entrikalar esas kızı derinden etkiler. Bir çözüm yolu aramaya çalışır. Fakat isteği dışında gelişen olaylar onu bu durumdan uzaklaştırır.




 İskoç bir savaşçı olan Jamie ile evlendirilmek zorunda kalır. Zamanla onu sever ve aşık olur. Bir tarafta Jamie, diğer tarafta onu arayan kocası vardır. İçinde bulunduğu aşkın yanı sıra, bir çok entrika, adaletsizlik ve cehalet de vardır. 


outlander

Bu diziyi izlemeden önce "acaba 17-18. yüzyıllarda yaşamalı mıydım ?" diye hep kendime sorardım. Acayip farklı gelirdi yaşam tarzları. Giydikleri kıyafetler, adalet sistemi, eşitsizlik vb. gibi konuları gördükçe ve düşündükçe iyi ki de yaşamamışım diyorum. Gerçi arada kadınların giydiği kabarık elbiseler hoşuma gitse de korselerin nasıl sıktığını düşününce bu fikrimden vazgeçiyorum :)


 Filmin ilk sezonu 16 bölümden oluşmaktadır. 2.sezon çekilmeye başlandı ve ne zaman vizyona gireceğini bilmiyorum. Sanırım seneye ancak vizyona  girer. Ama şunu söylemeliyim ki tadı damağımda kaldı.

Eğer şu sıralar yabancı bir diziye başlamalıyım diye bir arayış içerisindeyseniz bence izlemelisiniz. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Sevgilerle

Hoşçakalın




5 Mart 2015 Perşembe

Whiplash
Merhabalar

   Bu gün sizlere keman hocamın bana tavsiye ettiği bir filmden bahsedeceğim ;Whiplash
" Bu filmi kesinlikle izlemelisin ve o zaman benim sana yaptırdığım alıştırmaların hiç birşey olduğunu anlayacaksın ve hatta elimden bile öpeceksin iyi ki öyle davranmıyorsunuz diye " dedi hocam :) Valla az bile söylemiş cidden.

whiplash



  Whiplash 5 dalda Oscar'a aday gösterilen bir filmdi. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü filmdeki hocamız J.K. Simmons aldı ve bence sonuna kadar hak etti.


 Genç bir delikanlının aile yapısını, hoşlandığı kızı ve hırslarını anlatıyor. Müzikle alakalı olmasanız bile sizi içine alabilecek bir film bence. Hele ki benim gibi amatörce keman dersi alıyorsanız "Allaaaah tutmayın beni" dersiniz :)





whiplash sahne
    
   Size film sahnesinden 2 fotoğraf göstereceğim. Meşhur hocamız karşınızda ve orkestradaki bir öğrencisine bağırırken. Adam o kadar hırslı ve mükemmelliyetçi bir yapıya sahip ki ( benim hocam da az çok böyle :) ) en ufak bir hatayı bile kabul etmiyor. Ama bu sahnede kızmakta az çok haklı o ayrı mesele.

whiplash sahne

   
   Filmdeki azimli çocuk Andrew'in bateri çalışırken kendini ne kadar zorladığının bir göstergesi. Şu kadarını söyleyim elleri kan içindeyken bile bateri çalmaya, prova yapmaya devam ediyor. 
  Açıkçası ben keman çalarken parmak uçlarım çok acıdığı zaman dayanamayıp bırakıyorum. Bu çocuğa helal olsun ne diyeyim.







  Bu videoyu izlerseniz bence filmi biran evvel izlemek için kendinize zaman ayıracaksınız. Filmdeki müzikler çok hoşuma gitti. Ara sıra dinliyorum ve çok gaza geliyorum :)
 Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Beğendiğim filmler oldukça yazacağım. Takipte kalırsanız sevinirim. Diğer izlediğim filmlere ve dizilere göz atmak isterseniz buradan bakabilirsiniz.

Sevgiyle ve müzikle kalın

Hoşçakalın






30 Ocak 2015 Cuma

Die Falscher
   Die Falscher kelimesi Türkçe'ye Kalpazanlar olarak çevrilmiştir. İkinci Dünya Savaş'ında usta kalpazanlar, matbaacılar diğer yahudilerden ayrı bir yerde tutuluyor ve onlara birazcıkta olsa daha iyi bir ortam sağlanıyor. Temiz yatak, duş gibi.. Bunun karşılığında İngiltere ve ABD ekonomisini çökertmek için sahte sterlin ve dolar basmaları istenmektedir. Gerçek bir öyküden yola çıkılarak yapılmış, sizi sıkmayan ve o döneme götüren bir filmdir.
   

die Falscher


   


   Ben yahudi, nazi filmlerini o dönemde yaşanan fiziksel ve psikolojik baskıları daha iyi kavrayabilmek ve gözümde canlandırabilmek için özellikle izlerim. Tüylerim her defasında diken diken olur. Kendimi onların yerine koymaya çalışırım "acaba ben olsam ne yapardım ?" diye düşünmekten kendimi alamam. Sanırım bu kadar baskıya dayanamazdım.










  Sizlere filmle ilgili çok fazla bilgi vermek istemiyorum. O zaman filmin büyüsü pek kalmıyor :)
Bana göre nelerin olacağını ya da olmayacağını anlattığımda heyecanla izlenmiyor. Tarihte yaşanmış olayları izlemekten zevk alıyorsanız bu filmi kesinlikle izlemelisiniz. Şimdiden iyi seyirler.

Sevgiyle kalın

Hoşçakalın








23 Ocak 2015 Cuma

Korku Seansi
   İngilizce adıyla The Conjuring ruh çağırma ve ruhu dünyaya "bağlama" anlamlarına gelmektedir.  Film gerçek bir hikayeye dayanan doğa üstü bir gerilim filmidir. Saw serisi, Hostel, texas katliamı gibi kan,vahşet göstermeden insanı gerebilen ve psikolojinizi alt üst etmeye yeten bir filmdir :)
   Korku filmlerini seven ben odada akşam vakti tek başıma izlemiştim ve dediğim tek şey "İyi ki sinemada izlememişim. Yoksa bu gerilmeye dayanamazdım".  Arada attığım çığlıklar için eşim koşarak yanıma gelmişti :)

 The Conjuring



   Her ne kadar klişe konular işlenmiş olsa da oyuncuların gayet iyi olması, çekim açılarının ustaca seçilmesi ve konuşmaların fazlasıyla iyi olması filmin gişede dikkat çekmesine yetmiştir.

   
  Filmdeki kasvetli ortam ve her an bir şeyler olacak hissi insanı tedirgin etmeye yetiyor. Resmen gerildiğinizi hissediyorsunuz ve film bittiğinde gerginlik öyle kolay geçmiyor.


  Filmin afişine bile baktığınızda sizi ürpertmeye, germeye yetiyor bence..






   Eğer bu akşam güzel bir film izleyeyim ama biraz da gerileyim derseniz bu filmi tavsiye ederim. Yapımcı firma filmin devamının 2016 yılında vizyona gireceğini duyurmuştur. Daha çok var ama olsun ben bekliyorum :)

  Sevgiyle kalın

  Hoşçakalın



15 Ocak 2015 Perşembe

True Blood
     True Blood , 2008 yılında fantastik dram türünde yayınlanmaya başlayan bir ABD yapımı bir dizidir. İnsan-vampir ilişkisini bambaşka bir bakış açısıyla ele aldığı için açıkçası benim ilgimi çok çekti.

true blood

 Dizi, True blood adıyla sentetik kan üretimi yapılıp piyasaya sürülmeye başlandığında vampirlerle insanların içiçe yaşamaya başlamasını konu alıyor. 

  Zihin okuma yeteneğine sahip bir garson kızın hayatı çevresindeki insanların düşüncelerini duymaktan bıktığı bir anda çalıştığı bara bir vampirin (esas oğlan) gelmesiyle değişiyor. 

  Vampir ilgisini çekiyor, çünkü beyin dalgası yaymadığından onun düşüncelerini okuyamıyor ve yanında kendisini çok rahat hissediyor.


true blood poster

  Dizinin ilk sezonlarında "bu nasıl bir dizi ya?", "bu ne biçim dizi anlayışı?" gibi soruları sorabilirsiniz. Ben çok sordum kendime ama izleyemeye de devam ettim.

  En başlar +18 diyebilirim. Dizi ilerledikçe rayına oturuyor ve isteseniz de başlardaki gibi açık sahneler bulamazsınız..




 


  Her yerde olduğu gibi vampirlerin de iyisi kötüsü var. Sentetik kanla tatmin olmayıp insan kanı içmek isteyenler, kendini tutamayıp ısırdığı kişinin bütün kanını içenler olduğu  gibi insanlardan da vampirlerle ilişki kurmak için can atanlar var.

  Vampirlerin hayatlarını devam ettirmeleri için onları kendi kanıyla besleyen ilginç insanlar çok bu dizide :) Gündüzleri tabutlarında geceleri sokaklarda insan içine çıkan vampirler ağladığı zaman ise göz yaşı yerine kan akıyor ve çok komik bir görüntü oluyor :)

 İlk çıktığı zamanlardan beri izliyorum bu diziyi. Favori dizilerim arasındadır. Vampirlere başka bir açıdan bakmak isterseniz diziyi izlemenizi tavsiye ederim.

 Sevgiyle kalın

 Hoşçakalın







10 Aralık 2014 Çarşamba

Game of Thrones Dizisi
         Herkese merhaba

    Bugün size The Walking Dead dizisinden sonra eşimle birlikte izlediğimiz daha doğrusu hastası olduğumuz Game of Thrones dizisinden bahsedeceğim.. Bu dizinin her bir bölümü başlı başına bir film gibi..Bir bölüm izleyelim diye başladık. Ama yerimizden kalkamadan ard arda dört bölüm izledik. O kadar sürükleyici ki bölüm sonu nasıl geliyor anlamıyorsunuz. Bir de harika bir başlangıç müziği var kesinlikle dinlemelisiniz.




   "Game of Thrones"Taht Oyunları demektir. Bin bir türlü entrika dönüyor ve sizin başınızı alıp gidiyor. İşin içinden çıkamıyorsunuz. Hani bizim dizilerden esas oyuncular ne olursa olsun çat diye ölmez ya bu dizide böyle bir şey söz konusu bile değil..

   Mesela dün Küçük Ağa dizisinde Mehmet Can'ın annesi rolündeki Sinem hastanede ve elektro sok uyguluyorlar. Hiç panik olmadık eşimle. "Nasıl olsa kurtulur hiç birşey olmaz " dedik.Halbuki Game of Thrones olsa yusuf yusuf olurduk resmen. "Hayır ölme nolur" derdik.

    Dizi de esas roldeki adam çat diye ölüyor ve siz bunun etkisini en az ertesi güne kadar hissediyorsunuz. Bu yüzden yabancı dizileri seviyorum. Hep bir heyecan hep bir merak var..Bir yerde okumuştum; Oyuncuları "Game of Thrones" kitabını bilerek okumuyorlarmış. Başlarına neler geleceklerini önceden bilip etkilenmemek için. Rollerini daha iyi yapabilmek adına okumama fikri bence çok profesyonel bir hareket.

  Ejderhalar, kurtlar ve ölümüne yetiştirilen sıkı sıkıya bağlı askerler dizinin havasını bambaşka boyutlara çekmektedir. Bir bölüm çok güçsüz olan bir krallık ailesi diğer bölüm şaşırtıcı derecede güç kazanıyor ve siz de ağzınız açık bir halde diziyi izliyorsunuz.

The Game of Thrones

   Nacizane tavsiyem içinizde ufak bir merak uyandırabildiysem bulduğunuz ilk fırsatta dizinin ilk bölümünü izleyin derim.









4 Aralık 2014 Perşembe

The Walking Dead Dizisi
Merhaba blog dostlarım

   Size uzun bir zamandır eşimle birlikte izlediğimiz "The Walking Dead" dizisinden bahsetmek istiyorum. Bu dizi aynı adlı çizgi roman serisine dayanmaktadır. Yayılan bir hastalık sonucunda geride kalan insanların yaşam mücadelesini anlatmaktadır. Ben diziyi ilk izlediğimde gerçekte böyle bir şey olsa acaba ne yapardım ya da ne yapardık diye düşünmüştüm.

The Walking Dead
The Walking Dead


  Ya kolay yolu seçip hiçbir zorluk çekmeden bir zombi tarafından ( dizide aylak diye anılmakta) ısırılıp siz de zombi olacaksınız ( bunu düşünmedim değil :) ) ya da yok ben mücadeleyi severim sonuna kadar savaşacağım ve aylak olmayacağım diyorsanız başınıza neler gelebileceğini tahmin bile edemezsiniz..İlk sezonlar daha fazla mide bulandırıcı görüntüler yer almakta ve bakamadığınız yerler oluyor. İlerleyen sezonlarda dizi daha bir oturaklı oluyor :)
 
    Tabi zombilerin ısırmasına, mide bulandırıcı görüntülere alışmıyor değilsiniz..Sezon ilerledikçe insanların yoklukta, çaresizlikte neler yapabileceklerine inanamıyorsunuz..Bölüm bitimi o kadar heyecanlı oluyor ki diğer bölümü izlemekten kendinizi alamıyorsunuz..   Şahsen biz ilk başladığımızda ard arda 3 bölüm izledik.

 Not: Dizi oldukça iyi eleştiriler aldı ve En İyi Televizyon Dizisi dalında Altın Küre ile bir Writers Guild of America ödülüne aday gösterildi.
[ alıntı:http://tr.wikipedia.org/wiki/The_Walking_Dead_(dizi) ]