Merhaba blog dostlarım
Dün akşam eşimle konuşurken
-"Bloguma ne yazsam acaba ?" diye sorduğumda
-"Beni yaz aşkım" dedi. Ben de
-"Nasıl yani seni derken ?" diye sorunca
-"Makina mühendisi bir eşi, aşkı, evliliği yaz " dedi. Ben de yazmaya başlıyorum sıkı durun :)
Bizim aşkımız yıllar öncesine 2006 yıllarına uzanıyor. Birbirimize ilk görüşte aşk denilebilecek bir duyguyla bağlandık. Sanki yıllardır tanıyormuşçasına sevdik ve güvendik. Evet eşim makina mühendisi..İçinizden bir "oooo iyiymiş" dediğinizi duyar gibiyim. Ama davulun sesi uzaktan hoş gelir. Tamam tamam çok çok kötü de değil :)
Eğer bir makina mühendisi sevgiliniz varsa öncelikle aldığı dersler konusunda az çok bir bilgiye sahip oluyorsunuz. Çünkü arkadaşlarıyla buluştuğunuzda ve konu derslerden açıldığında önce bön bön bakıyorsunuz. Anlamaya çabalıyorsunuz. Baktınız olmuyor en azından temel kavramları öğrenmeye başlıyorsunuz. Merak saldığınız için değil, topluluk içinde sıkıntıdan patlamamak ve konuya dahil olup iki çift laf etmek için :) Pnömatik dediklerinde "ne matik ?" dememek için, makel dediklerinde makina elemanları diye bir dersten bahsettiklerini, konstrüksiyon kelimesine uzaydan gelmiş bir kelime gibi bakmamayı öğreniyorsunuz.
Mühendis |
Hele hele kimya bölümü öğrencisi olduğumu öğrendiklerinde en çok söylenen cümle "Ooo senin çok kız arkadaşın vardır şimdi " olmuştu. Evet sınıfımda makina mühendisliği bölümüne göre çok kız arkadaşım vardı ama benim çok samimi kız arkadaşım yoktu :) Bazen yardımım dokunsa da kız arkadaş konusunda pek bir yardımım dokunduğunu söyleyemem.
Bir diğer yönleri ise online oyun oynamaktır. Herkes bir odada ya da her odada iki kişi olmak üzere online oyuna bağlanırlar ve kıyasıya rekabet başlar. Siz de (yani ben ) bakakalırsınız. Oyunu bırakıp yanınıza gelmesi lazım değil mi ? Çok beklersiniz :) Sonuç olarak ne yapıyoruz ? Tabi ki sevgiliniz o oyunu size de öğretir :) Akıllıca yaptığı bu davranış sonrasında gül gibi geçinip gidersiniz.
Gelelim makina mühendislerinin romantikliğine...Genelleme yapacak olursam çok çok romantik olduklarını söyleyemem. En azından benim gördüğüm makina mühendisleri ki bunlar epeyce var :)
Romantiklikten anlayışları sevgililerini alıp macera, aksiyon filmlerine götürüp el ele film izlemekten ibarettir. Dikkat edin el ele kısmı romantikliğe giriyor :) Aksiyon kısmı sinemaya gidildiyse aksiyona gidilir, romantik film evde de izlenir mantığından geliyor. Özel günlerde çiçek almak ise onlara göre ticari bir durumdur. Mantıklarına pek yatmaz.
İlla ki çiçek almalarını istiyorsanız "Bana çiçek almanı istiyorum" demeniz pekte istediğiniz gibi sonuçlanmayacaktır. "Bana bilmem ne çiçekçiden bir demet kırmızı gül ( kaç adet olduğu önemliyse adedi) almanı istiyorum" derseniz on ikiden vurmuş olursunuz. Hem istediğiniz çiçeği alırsınız hem de eşiniz sizi mutlu etmiştir böylelikle baya rahatlamıştır ( onlar için çok stresli bir durum)
"Sizin eşiniz nasıldır ?" diye sorarsanız evet kabul her zaman romantik değildir. Yerine göre romantikliğini konuşturur :) Nasıl çiçek alacağı konusunda bazen kararsız kalır ama çoğunda istediğimi tutturur. Birlikte çok hoş sofralar hazırlayarak keyifle yemeğimizi yer sohbetimizi ederiz. Biraz ben ona benzeyerek biraz da o beni kendine benzeterek orta yolu bulmaya çalışırız.
Ha bir de "evlilik aşkı öldürüyor mu ?" diye sürekli sorulan bir soru var. Bence aşk ölmüyor. Çekirdeğinde aşk olan kocaman bir sevgiye dönüşüyor. Biz hala sevgiliyiz. Sevgililik halimizi devam ettiriyoruz. Aynı zaman da bir dost arkadaş gibi iyi bir dinleyiciyiz. Her şeyden azar azar var bizde :)
Buraya kadar okuduysanız çok ama çok teşekkür ederim.
Peki sevdiğiniz kişinin size karşı tutumu nasıldır ? Nasıl bir eşe / sevgiliye sahip olmak istersiniz ?Cevaplarınızı merakla bekliyorum..
Hoşçakalın
Sevgilerle..